Sosyal Medya

Makale

Hükümet Cemaat’i aklamak mı istiyor?

Gazetecilik soru sorma, akıl yürütme, cevaptan korkmama ve fikri takip iÅŸi. Artık etrafta çok fazla gazeteci kalmadığı için propaganda militanlarının gazeteci sayılmasına alışmış olabilirsiniz, ama hala gerçek gazeteciler de var… Alper Görmüş bunlardan biri. Serbestiyet’teki ‘Balyoz kumpasçılarına neden ulaşılamıyor?’ baÅŸlıklı yazısında basit bir soru soruyor: Balyoz davası sanıklarının yeniden yargılanmasında sanıkların tümü beraat etmiÅŸ, mahkeme sanıklara isnat edilen suçun bir ‘kumpas’ neticesinde ortaya çıktığını tespit etmiÅŸti. Aradan yaklaşık bir buçuk yıl geçti… Bugün ortada kumpasçılara karşı açılmış bir dava yok. Acaba kumpasla ilgili hiçbir delil bulunamadı mı? Yoksa hükümet ve yargı kumpasçıların ortaya çıkmasını istemiyor mu?

***

Görmüş bir buçuk yıl önceki beklentimizin hızla bir kumpas iddianamesinin hazırlanması olduÄŸunu hatırlatıyor. “2009’da harekete geçen ‘çete’, 2003’e dair binlerce isim ihtiva eden bir plan yaparken ihtiyaç duyacağı verileri ve bilgileri TSK kaynaklarından elde ederken, geride bu faaliyete bir ÅŸekilde tanıklık etmiÅŸ, huylanmış, şüphelenmiÅŸ yüzlerce tanık bırakmış olmalı...”

Öte yandan Balyoz davasına iliÅŸkin olarak, Görmüş’ün de alıntıladığı Yargıtay gerekçeli kararında şöyle deniyordu: “Rakamsal olarak bakıldığında, yaklaşık 5 bin subay ve astsubayın adlarının, özel operasyon ve sorgulama timlerinde, sıkıyönetim mahkemelerinde, gözaltı timlerinde, kamu kurum ve kuruluÅŸlarında, özel hastaneler ve ilâç depolarında, gümrüklerde vs. kullanılacak personel olarak sıralandığı; ayrıca 13 bin sivil kiÅŸinin görev yerleri ve bazı kiÅŸisel bilgileriyle, 2 bin tüzel kiÅŸinin de adreslerinin belirlenmiÅŸ kategoriler içinde listelendiÄŸi görülmektedir. Toplam 20 bin gerçek kiÅŸi ve kurumu ilgilendiren 2003 yılına ait bilgi ve deÄŸerlendirilmelerin, ileri sürüldüğü gibi tamamen kurgulanmış, asılsız ve sahte olduÄŸu yönündeki savunmalar, dosya kapsamına ve hayatın olaÄŸan akışına uymamaktadır. Yapılan çalışmaların kapsamı ve ayrıntıları, sanıkların görev, unvan ve çalışma alanının uyumu, yıllar öncesine ait (2003’e ait) geniÅŸ bir sahayı ilgilendiren detaylı bilgilerin, yıllar sonra bu çap ve içerikte kurgu olarak hazırlanamayacağını göstermektedir.”

***

Yani durum yeterince açık… EÄŸer Balyoz bir kumpas ise, bu kumpasın 2003’ten itibaren ordu içindeki onlarca insanın mesaisini gerektiren bir komplo çalışmasının sonucu olması lazım. Bu kiÅŸilerin faaliyet detaylarına muhatap olan da muhtemelen yüzlerce insan vardır… Beklenen bu yüzlerce tanığın ve onlarca sanığın öne çıkarıldığı bir iddianame yazılmasıydı.

Savcılık ise bunun yerine  2010’da belgeleri yayımlayan Taraf gazetesinden Mehmet Baransu, Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray OÄŸur ile ilgili ağır hapis cezaları talep eden bir dava açarak hukuksal aczi kabullenmiÅŸ oldu.

Åžimdi Görmüş haklı olarak şöyle düşünüyor: “Ya… yargı ve iktidar bu suçluların ortaya çıkartılmasını istemiyor ve iÅŸi ağırdan alıyor... Ya da ‘kumpas’ iddiasının altını dolduracak sayıda kumpasçıya ulaÅŸmak mümkün olamıyor. Birinci ihtimale inanmak mümkün deÄŸil, çünkü bu, hükümetin ve devletin ‘baÅŸ düşman’ ilan ettiÄŸi bir yapının en büyük suçunun açığa çıkartılmasını istemeyen bir hükümet ve devlet tablosunu kabul etmek anlamına gelecektir… Dolayısıyla, en azından ÅŸu an itibarıyla ‘kumpas’ iddiasının altını dolduracak sayıda kumpasçıya ulaşılamadığını kabul etmek zorundayız.”

Kısacası iddiaların üzerine gidilmezse kumpas iddiası da sanki bir baÅŸka kumpasmış gibi gözükecek ve sonuçta AK Parti Cemaat’i aklamış olacak…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.